1
|
|
2
|
|
3
|
|
4
|
- Özellikle enerji üretiminden ve endüstriyel etkinliklerden kaynaklan=
an
kirleticiler, atmosferin hareketiyle birlikte çok uzaklara
taşınabilmektedir. Atmosfer içinde taşınan bu kirleticiler, uygun
meteorolojik koşullar altında yağışlarla birlikte yeryüzüne
ulaşmaktadır. Atmosferde çeşitli kimyasal tepkimelerle değişiklik
gösteren kirleticiler yer yüzeyine asit yağmurları olarak dönmektedi=
r.
- Hiçbir yabancı maddeyle kirletilmemiş bir atmosferde bile yağmur suyu
hafif asidik karakterdedir. Atmosfere bırakılan SO2, SO
3
ve NOx gibi kirleticiler, tepkimeler sonucu yağışlarla birlikte sülf=
ünöz
asit (HSO), sülfürik asit (H2SO4) nitrik asit =
(HNO3)
olarak yeryüzüne dönebilmektedir. Asit yağmurları toprağın kimyasal =
ve
biyolojik yapısını etkilemektedir. Ormanlar ve binalar üzerinde önem=
li
zararlara neden olmaktadır. Ayrıca yer altı ve yüzey sularının
kirlenmesine yol açmaktadırlar.
|
5
|
- Endüstriyel faaliyetler, konutlarda ısınma amaçlı olarak kullanılan
fosil yakıtlar, motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları ve fosil
yakıtlara dayalı olarak enerji üreten termik santraller, bu faaliyet=
leri
sonucu havayı kirletmekte ve kükürtdioksit, azotoksit, partikül madd=
e ve
hidrokarbon yaymaktadır.
- 2 ile 7 gün arasında havada asılı kalabilen bu kirleticiler, atmosfe=
rde
çeşitli kimyasal ve fiziksel reaksiyonlara uğrayarak, zaman zaman çok
uzaklara taşınabilmekte, atmosferdeki su partikülleri ve diğer
bileşenlerle tepkimeye girerek sülfüroz asit (HSO), sülfürik asit (H=
2SO4)
ve nitrik asit (HNO3) gibi kirletici maddelerin oluşumuna
sebebiyet verirler.
|
6
|
- Çeşitli yanma olayları sonucu havaya karışan SO2, SO=
3,
NOX gibi gazlar yağışla birleşip asit meydana getirebilme=
kte
ve bunların yeryüzüne yağması ile asit yağmurları oluşmaktadır. Bunl=
arın
yeryüzüne geri dönüşleri kuru ve yaş asit depolanması sonucu olur. Y=
aş
depolamada atmosferde oluşan bütün ürünler, yağmur ve kar içinde
çözünmüş halde yeryüzüne taşınırlar.
- Kuru depolamada ise atmosferdeki partiküllerin ve gazların yeryüzüne
taşınması esnasında yağmur veya kar bulunmaz, sis içinde aerosol
şeklinde bulunurlar. Bu çerçevede belirtildiği gibi, yalnız yağmur
değil, diğer bütün yağış biçimleri de asidik olabilmektedir
|
7
|
- Asit yağmuru toprağın kimyasal yapısını ve biyolojik koşullarını
etkilemektedir. Toprağın yapısında bulunan kalsiyum, magnezyum gibi
elementleri yıkayarak taban suyuna taşımakta, toprağın zayıflamasına=
ve
zirai verimin düşmesine neden olmaktadır. Toprağın asitleşmesine en =
çok
katkıda bulunan maddeler, atmosferde birikme sonucu toprağa geçen kü=
kürt
bileşikleridir. Azot bileşikleri ise bitkilerin özümseyeceği miktard=
an
fazla olduğu zaman toprağın asitleşmesinde rol oynamaktadır.
|
8
|
- Çeşitli endüstriyel faaliyetler, konutlarda ısınma amaçlı olarak
kullanılan yakıtlar, fosil yakıtlara dayalı olarak enerji üreten ter=
mik
santraller ile egzoz gazları havayı kirletmekte ve kükürtdioksit (SO=
2),
azotoksit (NO), hidrokarbon ve partikül madde yaymaktadırlar. Havada=
2-7
gün asılı kalabilen bu kirleticiler, su partikülleri ile tepkimeye
girerek asit meydana getirmekte ve yağmurlarla birleşerek yeryüzüne =
asit
yağmurları olarak inmektedir.
|
9
|
- Asit yağmurları göl ve akarsularda asit dengesini bozarak, tüm canlı=
ları
etkilemekte, hatta bazı türlerin ölümüne yol açmaktadır,
- En büyük etki ormanlar üzerinde görülmektedir. Asidik yağışlar,
ağaçların yapraklarındaki büyüme ve gelişmeyi engellemektedir,
- Yeryüzüne inen asit yağmurları, suya ve toprağa geçerek yapılarını
değiştirmekte, bunun sonucunda toprak ve suyla ilişkide olan canlılar
zarar görmektedir.
|
10
|
- Kükürt Oksitler (SOX)
- Hava kirletici emisyonların en yaygın olanı kükürtdioksittir (SO2). =
Her
yıl tonlarca SO2 çeşitli kaynaklardan atmosfere karışmaktadır. Bu
emisyonla-rın en önemli bölümü elektrik üretmek amacıyla kurulan ter=
mik
santrallerden meydana gelmektedir.
- 2 Kasım 1986’da yürürlüğe giren “Hava Kalitesinin Korunması
Yönetmeliği”ne göre mahalli çevre birimlerinde uzun vadeli, maksimum
SO2 sınır değerleri; yıllık
ortalama 60 mg/m3 , kış mevsimi ortalaması 120 mg/m3 , günlük ortala=
ma
ise 150 mg/m3 tür.
|
11
|
- Azot Oksitler (NOX)
- NOx’ in atmosferdeki bulunuşu yaklaşık olarak yarı yarıya taşıt egzo=
su
ve sabit yakma tesislerinden dolayıdır. Bu gazlar atmosferde doğal g=
az
çevrimine girerek, nitrik asit (HNO3) oluşumuyla sonuçlanan zincirle=
me
reaksiyonları tamamlarlar. Atmosferdeki HNO3 oluşu-mu ise asit yağışının oluş=
masını
etkiler.
- Son yıllarda Danimarka’da yapılan bir araştırmayla amonyak
buharlaşmasının güneş radyasyonuna maruz kaldığında, atmosferdeki ni=
trik
asit oluşumuna katkısının ihmal edilemeyecek boyutta olduğu
belirlenmiştir. Yağmurun amon-yum içeriği toprakta, su havzalarında =
ve
göllerde nitrifikasyon yapan bakteriler ve oksijen sayesinde amonyum
nitrit asite dönüştüğünde yağmurun asiditesini ayrıca 4 kat
artırmaktadır.
|
12
|
|
13
|
|
14
|
|
15
|
|
16
|
|
17
|
|
18
|
|
19
|
|
20
|
- Asitleşmenin çevre üzerindeki önemli etkilerinden biri de, endüstriy=
el
faaliyetler sonucu oluşan asit nemidir.
- Asit nemi, toprağa ya da göl yataklarına inmiş civa, kadmiyum ya da
alüminyum gibi zehirli maddelerle tepkimeye girebilmekte ve normal
koşullar altında çözünmez sayılan bu maddeler, asidik nemle tepkimen=
in
sonucunda, besin zinciri ya da içme suyu yoluyla bitki, hayvan ve in=
sana
ulaşıp toksik etkiler yaratmaktadır. Ağaç köklerinin besin toplama
yeteneğinin bozulmasının sorumlusu da gene asitleşme sonucunda topra=
kta
harekete geçen alüminyumdur.
|
21
|
- Ülkemiz ormanlarında da, asit yağışlarının orman ağaçları üzerindeki
olumsuz etkileri, lokal olarak görülmektedir. Bunların başında
Murgul-Göktaş, Samsun-Gelemen ve Muğla-Yatağan gelmektedir.
- Ankara’da yapılan ölçümlerde ise ortalama yağmur pH’sının 5.4 olması,
asit yağmurlarının varlığını göstermektedir. Ankara çevresindeki tar=
ım
alanlarının etkilenmemesinin nedeni bazik karakterli oluşlarındandır=
|
22
|
|